Wednesday, March 8, 2017

SIKISAN CHP

https://www.youtube.com/watch?v=Fr1gmjee1ys
1) :)
2) CHP baya zor durumda anlasilan bu referandumdan dolayi. Osman PAMUKOGLU'nu bile Halk Tv'ye cikarmislar. Biz 2008'den 2014'e kadar oyle ya da boyle HEPAR icin calisip kicimizi Kayseri'ye kapi yaparken, CHP'liler bize guluyorlardi. MHP'ye gelince: Erdal Sarizeybek denen o ABD ajani  HEPAR'a tabela partisi demisti. Biz bunlari unuttuk mu?  Yoooook. Hadi bakalim, yiyosa cikartin 16 Nisan'da Hayir'i gorelim. Acik ve net soyluyorum %57 ile %62 arasinda bir yerde Evet cikacak. Daha once yazdigim yazilarda bunun hesabini verdim, nasil olacagini da anlattim. Matematik yalan soylemez. Siz anca kendiniz calar kendiniz oynarsiniz. Siz de farkindasiniz, baksaniza begenmediginiz Osman PAMUKOGLU'na bile sarilmissiniz.

Friday, February 24, 2017

Ben umudumu kestim !

Ben artik umidi kestim. CHP ve CHP'ye "destek" veren yazarlar, "aydinlar" suzme salak. Bakin Sayin Emin Colasan bugun (24 Subat 2017) ne yazmis "Yurtsever ulkuculerden olusan MHP tabani Turk milliyetcisidir". Hadi lannnnn! Sen salak misin? oyle mi gosteriyorsun? Kac kere soyleyecegiz MHP ve onun tayfasindan is cikmaz diye? Bakin baska ne yazmis bugun "Ulkuculer oylama sonucunu degistirecek sayi gucune sahip". Allah allah. Ben matematigimin iyi oldugunu sanirdim hep.
Meger degilmis. Meger 25 ile 15'i toplayinca 50'den fazla ediyormus. Ben bildigim her yolu denedim bir turlu 40'i geciremedim. Cebir, geometri, trigonometri, kalkulus, sanal sayilar, sanmayan sayilar ... hepsi ayni sonucu verdi.

Bakin bir diger yazar, Yilmaz Ozdil, bugun ne yazmis. Fazla uzatmadan soyle diyeyim. Kim nereye gidmis ve halki nerelerde Hayir oyu vermeye ikna etmeye calismis. Ama saydigi kisiler, Metin Feyzioglu, Sabiha Kanatoglu, Umit Kocasakal, Tansel Colasan, Aysel Celikel, Suheyl Batum, , Erdogan Tezic falan filan. Simdi bak kardesim Yilmaz Ozdil, sana birkac tane soru soracagim, ve cevabini veremeyeceksin, ya da versen bile bu konusmalarin bir ise yaramayacagina kendin kanaat
getireceksin. Sorularima baslamadan once sunu soyleyeyim Umit Kocasakal'i cok sever ve sayarim. Sorular:

       1) Kim takar Turkiye'de bu konusma yapan kisileri? Kim taniyor bu kisileri?
       2) Bu kisiler gittikleri yerlerde kimlerle konusup, ikna etmeye calisiyorlar. Bir salona kapanip, kendilerini
CHP'lilere saksaklatiyorlar mi?
       3) Kac kisi ile konusuyorlar? Kapi kapi dolasiyorlar  mi, yoksa bir yere oturup, cay kahve mi iciyorlar?
       4) Bu kisilerin hitabet yetenekleri nedir, herkese konuyu bilimsel olarak mi anlatiyorlar. Ben sahsen birkacini
dinleyemedim (Umit Kocasakal haric ki onun bile bu konuyu anlatma sekli cok akademik), bayginlik veriyor.
       5) Gittiklerini saydigin sehirler, bir iki tanesi disinda Trakya ve sahil sehirlerinden olusuyor. Buralardan zaten
hayir cikacak. Malum Omega-3, DHA, CLA seviyeleri kismen yuksek.
       6) Istanbul ne durumda? Kadikoy, Besiktas, ve Bakirkoy (semt olarak, secim bolgesi olarak degil) haric Istanbul'un
durumu nedir? Istanbul acik ara alinmadan, herhangi bir secimde ya da referandumda basarili olunamaz.
       7) Bu konustugunuz kisilere guvenlik ve ekmek olarak ne sunuyorsunuz? Size bir tiyo vereyim para almadan. Secimin konusu ne olursa olsun, olayi can guvenligi ve ekmege bagladin mi secimi kazanirsin, gerisi hikaye. Ama bunun icin yine de yillarca calismak lazim. Cunku, sen anlatsan bile, seni dinlemezler. Kendini dinletmek, icin senin ne soylediginin onemi yok, ilk once karsidaki kisi ile bir iliski kurabilmen lazim. O iliskiyi kurabilirsen, o zaman sen ne soylersen soyle dinlerler. Ama o iliski yoksa, sen kicini yirtsan, dinletemezsin.

Simdi butun bu yukarida yazdiklarimla ne demek istiyorum onu aciklayayim. Secimin sonucu 16 Nisan'da ne olursa olsun, Turkiye Cumhuriyeti 79 yildir yaptiklarinin ve yapmadiklarinin hesabini verecek. Oyle kicinin ustunde oturularak aksamdan sabaha secim kazanilmiyor. Yillarca calismak lazim. Siz gectigimiz 30-40 yilda ne yaptiniz ki, ne sonucu bekliyorsunuz?

Hadi eyvallah!

Thursday, February 9, 2017

Yasar Okuyan'in 9 Subat 2017 tarihli yorumuna yanit

https://www.aydinlik.com.tr/turkiye/2017-subat/alparslan-turkes-mit-le-alakali-bunu-uzaklastirin

1) Dunya nelere kadir degil mi? Bu arkadas, vakti zamaninda (1970lerde), Ismail Kahraman ile birlikte, kendilerine Turk Polisi tarafindan
dagitilan sopa ve bicaklarlar sokaklarda "solcu", "komunist" cocuklari dovup olduruyordu. Yine kendilerine Turk Polisi tarafindan
verilen rozetleri takip polisin kendilerini kayirmasini ve tutuklamamasini sagliyorlardi. Tutuklanan sadece solcu cocuklardi. Karakola,
emniyete gidenlerin cogundan haber alinamiyordu. Bunlarin hepsini ABD desteginde ve ABD (emperyalizm ve kapitalizm) cikarlari
icin yapiyorlardi. Gel gorki, bu arkadas, o ya da bu sekilde olmeden bugunlere kadar geldi, ve su anda Turkiye'deki antiemparyelist
tek partinin genel baskan yardimciligini yapiyor. Ustune ustluk, olum doseginden, zamaninda dovup, oldurdugu cocuklarin arakadaslari
ve bir nebze de olsa o cocuklari ornek alip, takip eden gencler tarafindan kurtuluyor. Sormak lazim "Nerde senin o cok bilmis mangalda
kul birakmayan "Ulkucu" arkadaslarin ve onlari takip eden yeni yetmeler?" diye.

2) Ya kardesim diyosun ki Bahceli oyle, Bahceli boyle. Ulan cocuk mu kandiriyorsunuz? Bu parti de Bahceli'den baska adam yok mu? Diyosun ki
1270 delegenin 800'den fazlasi imza veriyor, ama Bahceli hala ayakta. Kardesim bu 800 delege bostan korkulugu mu? Ustune ustluk, cok
methettiginiz (ben aksi kanaattayim) Halacoglu, Ogan, Ozdag, ve Aksener gibi insanlar da yok mu partide? Bu kadar insan ne bok yiyor, sormasi
ayip? Bu kadar insan Bahceliye karsi ise, ve bu adam hala ayakta ise, o zaman ben diyorum ki bu MHP ipsiz ve sapsiz takimindan olusuyor.
Ayrica, diyorum ki, MHP tek adam partisi o zaman. Oyle olunca, MHP tabani tek adam ulkesine niye itiraz etsin? Bunye musait!
Onu bunu oldurmek icin arkasinda ABD gibi bir guc olmayinca, tis! Hodri meydan, bu 800 delege ve bu 4 isim yapsin yapacagini da gorelim!
Ben diyorum ki bu 4 isim dahil, 800 delege ve %10'luk MHP "tabani" normal yasal yollardan bir nane yiyemez. Bunlarin bir nane yiyebilmeleri
icin suc islemeleri lazim. Ama suc da isleyemezler, cunku korkaktirlar, suc isleyebilmeleri icin birilerinin onlara hapise girmeyeceklerine
dair garanti vermesi lazim. Ben diyorum ki Bahceli senden iyi taniyor MHP tabanini. Acik ve net soyluyorum, CB onlara hapise girmeme garantisi
verdigi anda, bu taban CB adina adam oldurmek dahil suc islemeye baslayacaktir. Bunu da cok uzak gormuyorum. 23 Nisan'a kadar bekle. Hele
bir 23 Nisan'da secim olsun, hele bir evet ciksin, bak bu taban nasil donecek! Alevi-Sunni, Ataturkcu-Ataturkcu Olmayan, PKKli-PKKli olmayan
Fenerbahceli-Galatasaryli, vs. vs, diye baslayacaklar adam oldumeye. Buna adim gibi eminim.

3) Ataturk'u ve Ataturk'un bulundugu kosullari bugun ile kiyaslamissin. Dogru bir kiyaslama gibi gozukse de eksikleri var. Ataturk'un icinde
bulundugu kasullar tabiki cok zordu, ve burada sayamayacagim kadar da dezavantaji vardi, ancak Ataturk'un bugune gore birkac
avantaji vardi ki hic kucumsenecek avantajlar degildi:
    a) 1918li yillarda secim sepet olmadigi icin, halkin gazini alacak yontemler bulunmamakta idi. Bu durum bilhassa muhalif cevrelerin
daha da ateslenmesini sagliyordu. Dusunsene, o zamanlar meclis falan olsa, Ataturk'un isi cok daha zorlasacakti. Neden? Meclis, o, bu, isleri
yavaslatir, insanlara, inanmasalar bile bir umit kagnagi olur.
    b) Ataturk asker olmasi itibari ile cok kuvvetli bir bilgi ve sosyal aga sahipti.
    c) B sikkindaki sosyal agi kullanarak zamanin teknolojisi ile ulasilabilecek bilgilere cok hizli ulasip, yine ayni sosyal agi kullanarak
gerekli bilgileri cok hizli yayabiliyordu. Yani elindeki haberlesme agi gunun teknolojisi ile kiyaslandiginda bugunki feyzbuk'a denkti, ama
sadece belirli kisiler kullanabiliyordu bu feyzbuku.
    d) Ataturk, basta Enver Pasa olmak uzere Istanbul hukumeti tarafindan, bilincli olarak, basarisiz olmasi icin, basarili olunamayacak gorevlere
atandi (Canakkale, Trablusgarp, Balkanlar, 7nci ordu). Buralarda gerilla savasi ve yerel halkin nasil ayaklandirilabilecegi dahil olmak
uzere cesitli konularda kendini gelistirdi.
    e) D sikkindaki basarilarindan dolayi subaylar ve askerler arasinda saygi ve sevgi kazandi. Bir zaman sonra orduda gorev yapmis herkes
tarafindan isim olarak biliniyordu. Bu ordulardan terhis olan askerler, memleketlerine donduklerinde, Ataturk'un kim oldugunu bilmeyenlere
anlattilar.
    f) ve en onemlisi memleket fiziki olarak isgal altinda idi, dusman kismen de olsa belliydi. ozellikle subaylarin icinde bunu kaldiramayanlar
vardi. bugun ise dusman belli degil, daha dogrusu dusman sen, ben, komsu, sokaktaki cocuk, arabasina bindigin taksici, ekmek almaya gittigin
marketteki kasiyer, vs vs.

Sonuc: Eger, Ataturk'u ve onun zamanini bugun ile kiyaslarsan, cok yanilir ve hayal kirikligina ugrarsin!
https://www.facebook.com/cem.bayram.7186/posts/10212084670661144



Friday, January 20, 2017

Yilmaz Ozdil'in 19 Ocak 2017 tarihli "Al Sana Baskanlik" yazisina cevap

Sayin Ozdil --

19 Ocak 2017 tarihli "Al Sana Baskanlik" baslikli yaziniza karsi bu yaziyi yazip yazmama konusunda
bir sure tereddut ettikten sonra, yazmaya karar verdim. Tereddut etmemin nedeni halk oylamasina kadar
agzimi acmama kararim idi. Ancak, bu yaziniz ile istemeden de olsa kas yapayim derken goz cikartacaksiniz.
Bunun iki nedeni var. Birinci nedeni yazdiklarinizda eksik bilgi var, ikinci nedeni ise okuyucu kitlenizi
dusunmeden bu yaziyi yazmissiniz.  Bu iki cekincemi soyle aciklayayim:

1) Yazdiklarinizdaki bilgiler eksik ya da tarafli:

      Diyorsunuz ki Venezuela'nin 296 milya varil, Suudi Arabistan'in 265 milya varil petrol rezervi var. Sayilari
kontrol etmedim. Ama dogrudur, siz kontrol etmissinizdir. Ama bu konuda iki eksik bilgi var yazinizda: 1) Suudi petrolu
dunyadaki en kaliteli petrollerdendir, hatta en kaliteli petroludur. Kaliteli petrol ne demek? Su demek: herkes petrolu
yakit olarak dusunur, bu bilgi yanlistir. giydiginiz dondan, yediginiz yemege, ictiginiz suya kadar, hemen hemen herseyin
icinde ya da etrafinda petrolden uretilmis maddeler vardir. Bu maddelerin petrolden elde edilebilmesi petrolun kalitesi
ile kolaylasir ya da cogalir. Bu da o petrolun aranirligini ve dolayisi ile fiyatini artitir. Kaliteli petrolun (yanlis olmasin)
zannedersem sadece %10'u kadari yakit olarak kullaniliyor. 2) Suudi petrolunu cikarmanin maliyati yaklasik $10 civarinda, Venezuela
perolunu cikarmanin maliyeti yaklasik $40 civarinda. Yani petrolun varilini $55'dan hesaplayin demekle olmuyor bu is. Venezuela petrol
fiyatlari $40larin altina dustugunde urettigi petrolden zarar ediyordu. Sirf petrol kuyularina haciz gelmemesi icin borclarini odeyebilmek
icin gectigimiz birkac yilda zaman zaman altin bozdurdular, zaman zaman ise ABD'deki Citgo sirketinin borclanmasi ile hazine bonolorinin
faizlerini odediler.
   
     Bir diger konu nasil ki Turkiye'nin icinde bulundugu sorunlarin nedeni parlementer sistem degil ise, Venezuela'nin icinde bulundgu
durumun nedeni de baskamlik sistemi degildir. Lutfen bu sekilci ve yuzeysel analizleri birakalim. Her iki ulkede de, hatta butun dunyadaki,
sorunlarin nedeni sosyo-ekonomiktir. Bunun ozeti sudur: Halk ne kadar fakir ne kadar genel kuturden yoksunsa, sorunlar o kadar buyuk olur,
ve yuzyillarca cozulemez. Ustune ustluk karsinizda sizi yok etmeye calisan bir kapitalist sistem de var ise, yok olmamak icin her turlu
onlemi almak zorunda kalirsiniz. Bu onlemler ozgurluklerin kisitlanmasi, halkin elindeki paraya el konulmasina kadar gider. Butun bunlar
her rejimin kendini diger rejimlere karsi koruyabilmesi icin aldigi tedbirlerdir. Bakin Turkiye'de Cumhuriyet Rejimi kendini korumak icin
boyle onlemler almadi, sonunda bu oldu. Eger almis olsa idi, bu hale gelmezdi. Onlemleri alamadigi icin, ilk once 1970'lerde ve 1980'lerde
Ataturkcu gencleri ya astilar, ya evlerinde oldurduler, ya gosteri yaparken vurdular, ya tutukladilar ve geri donen olmadi. Ondan sonra 1978-
1979'da kapitalist sistem Turkiye'deki ozel sektoru kullandi ve kitlik yaratti. Ben daha dun gibi hatirliyorum belediyenin onundeki bufede
seker, un, tuz, deterjan alabilmek icin kuyrukta bekledigimi. Chavez'i elestirmeden once bunlari konusalim, Sabancilar, Koclar, ve digerleri
neden sirf Ecevit'i devirmek icin bunlari yaptilar. Degdimi simdi? Ondan sonra bugun Ali Koc yok Anitkabir'e gitmis diye alkisliyoruz.
Onun dedesi ve onun arkadaslari degilmi bugunlere gelmemizi saglayanlar. Her zaman sag iktidarlarla isbirligi yapmadi mi ozel sektor. Bakin
Hitleri Almanya'nin basina getiren o zamanin Almanyasinin ozel sektorudur. Sirf komunist partiyi yok edebilmek icin Hitlere oluk oluk
para vermis ve her turlu yardimi yapmislardir. Chavez'i elestirmeden once Sabanci'yi Koc'u bir konusalim. 1970'leri bir konusalim, 80'leri bir
konusalim. Ne, nicin, nasil oldu? Onlari bir konusalim.

    Diger bir konu Maduro'yu otobus soforu diye elestiryorsunuz. Sunu mu demek istiyorsunuz? Bir otobus soforu, bir copcu, bir banka
memuru, ya da bir bakkal aptaldir, birseyden anlamaz. Otobus soforu otobus soforu olarak kalmali midir? Birakin bu Y-CHP agzini. Boyle
konusursaniz, su anda aldiginiz oylari da kaybedersiniz. Kaldiki dusunceniz dogru degil. Benim ninem birakin universiteyi gitmeyi, okuma
yazma bile bilmiyordu, ama zaman zaman oyle analizler yapardiki, ben donakalirdim, ki o analizleri yaptiginda ben universiyi bitirmistim.
Bakin ben size universite diplomasi ile bir nane olmayacagini ornekleri ile kanitlayayim.

    Universite diplomasi olup, bir is beceremeyecek/becerememis insanlar (sadece ornekler): Kemal Kilicdaroglu, Muharrem Ince, Selin Sayek
Boke, Mehmet Simsek, Celal Sengor, Hulusi Akar, Ilker Basbug, Kenan Evren, Devlet Bahceli, Yusuf Halacoglu, Yasar Buyukanit vs vs.
 
    Universite diplomasi olmayan ama cok sey becermis insanlar: Aniyla saniyla Bulent Ecevit, Recep Tayyip Erdogan, Fethullah Gulen (adam
tek basina Turkiye Cumhuriyeti'ni yikti ve ilkokul mezunu), ister begen ister begenme ama Almanlara kendine guvenme duygusu veren
Almanya'nin IG Farben araciligi ile bugunku Almanya haline gelmesini saglayan kasap ve marangozlardan olusan Nasyonel Sosyelist Partinin
ust duzey yoneticileri, vs. vs.

Uzatmayayim, yukarida belirttigim okuyucu kitlenizi dusunmede yazmissiniz konusuna geceyim.


2)Yaziyi yazma amaciniz Hayir oyu icin destek toplamak olabilir, ama sizin
yazinizi okuyanlar zaten Hayir oyu verecek kisiler ki bu yaziniz ile onlarin oyunu cevirseniz cevirseniz
Evete cevirirsizni. Evet oyu verenler sizin yazilarinizi zaten okumuyor. Bir sunumu yaparken sunumu yapacaginiz kitlenin kim
oldugunu dusunmeniz lazim. Ayni konuyu farkli insanlara anlatabilirsiniz. Ama ayni sekilde, ayni yontemleri kullanarak
anlatamazsiniz. Mesela, bir konuyu Aynstayn'a anlatirken farkli, yerli Aynstayn'a anlatirken farkli, ozel sektor yoneticilerine
anlatirken farkli, muhtarlara anlatirken farkli bir yontem ile anlatmaniz gerekyiyor. Sizin okuyucunuzun %99'u CHP'ye oy veriyor, bunlarin da
%99'u Hayir oyu kullanacak. Siz simdi Chavez'e bok atarsaniz, bu %99'un icindeki Chavez'i sevenleri kizdirirsiniz. Madem ki
yaziyi ikna etme amaciyla yaziyorsunuz, bunlari dusunmeniz lazim. Bakin gecenlerde bir konusma dinledim, Turkiye'de insanlar kendi
geleceklerinden umudu kesti, cocuklarinin ve torunlarinin geleceklerini dusunuyorlar diyorlardi. Hatta soyleye sunu da soyledi, eger ki
insanlar cocuklarinin ve torunlarinin da geleceklerinden umudu keserlerse, iste o zaman kan govdeyo goturur, herkes bir canli bomba,
herkes bir katil olur diyordu. Bunu sunun icin soyluyorum. Okuyucu kitlenizin icinde 68 kusagi da var. 68 kusagi su anda torun seviyor.
Eger ki 68 kusagi torunlarinin geleceginden umudi keserlerse, bu kusagin icinde 1970 ve 80'lerde yapilanlardan dolayi Turkiye Cumhuriyeti
Devleti'ne hakli olarak kin tutanlar da var, iste bu kesim sirf oc almak icin Evet oyu verebilir. Onun icin bence, fazla da bilginiz olmadan,
oyle Chavez'i falan karistirmayin ki bu insalarin icinde Chavez'i sevenler varsa, onlarin kinini deprestirmeyin.

    Simdi bakin ben size kisa bir hesap yapayim. Hesabi iki turlu yapacagim. 1) Cumhurbaskanligi secimi sonuclarini kullanalim. RTE %52 oy aldi.
Demirtas %10 oy aldi. Demirtas'in aldigi %10'luk oyun icinde tas gibi %5'lik bir oy var, benim tahminim bu %5'lik kisim Evet oyu verecek.
Neden? Cunku: Sen adamin ailesinin uyelerine iskence yapar, hapse atar yillarca hapiste surundurur, bir kismini iskence ile odurursen,
o ailenin gelecek nesilleri ile siddin sene baris yapamazsin. Ilk firsatta senden intikam alirlar ki zaman intikam zamanidir. Nedir intikam?
Turkiye Cumhuriyeti'ni yok etmek. Ve haksiz da degillerdir. Intikami hak etmislerdir. Etti mi sana %57. Bir de Ekmeleddin'in aldigi %38 oy var.
Bunun icinden de tahminin %2-3 Evet oyu cikacak. Bunun iki nedeni var: birincisi icindeki MHP oyundan bir kisim kayma olacak, ikincisi
icindeki CHP oyundan, yukarida bahsettigim sekilde 68 kusagindan kayma olacak. Yani anlayacagin Evet oyu rahat %59-60 var.
 
    Bir hesap da son secim sonuclarini kullanarak yapalim: AKP %49.5, CHP %25.3, MHP 11.9, HDP 10.8. Her zamanki gibi HDP'nin en az %5'lik
Evet oyu var. MHP ve CHP'nin %37.2 oyundan da en az %3-5 kayma olacak. Etti mi sana %56.5-59.5 Evet oyu. Yani bu is halk oylamasina kalirsa
yaklasik %59 oy ile kabul edilir. Ama niye sasiriyorsunuz ki, ne yapildiki 1950'den beri ki ne degissin? Muzmin Muhalefet partisi CHP kendi caldi kendi oynadi. Uzun adamin dedigi gibi tecre tava hep ayni hava!

Friday, December 9, 2016

Dolara gel dolara

Beynime kilometre yazdirmaya degecek bir konu degil, onun icin bu konu hakkinda pek bisey yazmiyorum, ama durup dururken su aklima geldi (hani millet PISA sinavlarindan falan da konusuyor ya! bu arada bu sinavlari hayatimda ilk defa duyuyorum) ve yazayim dedim. Konu dolar bozdurmakla ilgili, ama ben burda dolar bozdurmanin ya da merkez bankasinin piyasaya dolar surmesinin dolarin artisini neden engelleyemeyeceginin ayrintilarina girmeyecegim. Sadece ve sadece toplama cikarma kullanarak iki uc islemde birseyi aciklayacagim. Simdi boyuklerimiz diyor ki dolar bozdurun (ya da yuro farketmez, ben burda dolar diyecegim) ki kurlar dussun. Eyyyy boyuklerimiz, siz hic oturup bir hesap yaptiniz mi? Diyelim ki Turkiye Cumhuriyeti'nin nufusu 80 milyon. Diyelim ki her aile 4 kisiden olusuyor. O zaman Turkiye Cumhuriyeti'nde 20 milyon aile var demektir. Buraya kadar anladiniz mi eyyy boyuklerimiz, sorunuz var mi? O zaman devam edelim, yine diyelim ki her ailenin ortalama $500 bozduracak kadar tasarrufu var (ki bu sayi gercekten Turkiye Cumhuriyeti icin cok ciddi bir sayidir). O zaman ne oluyor? Toplamda bozdurulabilecek doviz miktari 20 milyon X $500 = 10 milyar dolar. Sorusu olan var mi ey boyuklerimiz? Yani siksan siksan en fazla 10 milyar dolar cikar. Simdi ben ayni fikirde olmamakla birlikte, boyuklerimizin dedigi kisi basina dusen milli gelirin $10 bin oldugunu kabul edip (benim gorusum iki, iki bucuk bin dolar civarinda) Turkiye Cumhuriyeti'ndeki toplam milli gelirin 800 milyar dolar (80 milyon kisi X 10 bin dolar) oldugunu hesapliyorum. Yani boyuklerimiz diyor ki piyasaya 10 milyar dolar para surun ki 800 milyar dolarlik ekonomi kurtulsun. Hmmmm! Yani ekoniminin 80'de biri kadar para surmekle ekonomiyi kurtaracakmisiz? Bu suna benziyor. Diyelim ki bir ailenin yillik ortalama geliri 40 bin lira, ve bu ailenin oraya buraya borcu var, odeyemiyor ve zor duruma dusuyor. Boyuklerimiz diyor ki bu aileye bir kereye mahsus olmak uzere 500 lira verirsek, aile kurtulur. Ki dolar bozdurmakla aileye verilen 500 lira tam olarak ayni sey degil. 500 lira verilen ailenin durumu dolar bozdurulan Turkiye Cumhuriyeti'nin durumdan daha iyi, cunku aile karsiliksiz 500 lira aliyor, ama dolar bozduranlar karsiliginda Turk Lirasi geri aliyor, sonucta karsiliginda bir mal satin aliyor dolar bozduranlar. Burdan ne sonuc cikiyor? Ya boyuklerimiz bize yalan soylemis Turkiye Cumhuriyeti'nin kisi basina dusen milli geliri $10 bin degil ki 10 milyar dolarla ekonomi kurtulabiliyor, ya da bunu soyleyen kisiler her zaman oldugu gibi soru calarak okullara girip ve yine soru calarak bu okullari bitirip, torpille bu pozisyonlara gelmisler, konuyu bilmiyorlar, ya da dolari kisa vadede spekulasyonla biraz dusurup tanidiklarina dolar toplaticaklar, ondan sonra da tabiki dolari tutamayacaklari icin dolar firlayacak, oradan zenginler cikacak ortaya. Soyle anlatayim, dolari toplayip, sonra firladigi zaman hemen bozdurup, piyasadaki degisikliklere daha gec cevap veren yatirim araclarina (gayri menkul gibi) yatirirsaniz. Bu yatirim araclarinin fiyatlari 6 ay ile 2 sene icinde bu degisikliklere cevap verecegi icin, parayi misliyle katlamis olursunuz, buradan da yeni zenginler turer. Ya da olay bu 3 olasiligin hepsi! Biraz uzun oldu ama anlatabildim galiba.

Friday, July 15, 2016

Bu yilki seker bayramini sevmemin 3 nedeni!

Cocuklugumdan beri dini bayramlari hic sevmedim. Daha dogrusu din ile ilgili hicbirseyi sevmedim. Ilkokulda din dersinde (ya da buna benzer bir dersde, adi tam olarak din dersi olmayabilir, hatirlamiyorum) sure ezberletmeye calisirlardi, hic ezberleyemezdim. Subhanekeyi bile zor zahmet ezberlemistim.Orta okul ve lisede de surekli 10 uzerinden 3 alirdim din dersinden, sonra ittire kaktira bi sekilde gecerdik. Bundan hic de gocunmaz, hatta onur duyardim. Din dersi ve edebiyat dersinden dolayi cok kez taktir alamadigim olmustur. Edebiyata karsi olmamin nedeni ise divan edebiyati idi. Bana ne failatu failatu failunden kardesim. Turkce konus bana. Mesela daha fazla Nurullah Atac okut. Anlayayim ki yorum yapabileyim. Anlamadigim siirde ne bileyim ben sair ne demeye calismis. Mambo jambo. Bir de ben kendi yorumumu yapmak istiyordum. Dogru ya da yanlis. Sinavda benim ne anladigimi sor bana, sairin ne demeye calistigini degil. Adamin arapcasindan farscasindan bana ne? iste subhaneke ve failatu failatu failun ile geldigin nokta ekmeleddindir. Lan sana ne kiziyorum Kenan Evran, mezarina bir sekilde gelirsem, tukurcem.

Neyse, konuya geri donelim, dini bayramlari hic sevmezdim. Biraz sevdigim tek bayram kurban bayrami idi, onu da sabah sicak sicak yenen cigerden dolayi biraz severdim. 3-4 hafta koyunu, kocu neyse ellerimle besler, ondan sonra kesilisini bizzat izler, ondan sonra da hayvanin cigerini yerdim. Simdi dusunuyorum da, bu hayvanlardan hicbirine ad takmamisim. Cok ilginc. Halbuki, cocuklar genelde hayvanlara isim vermeyi cok severler. Neyse, cocukken psikoloji manyak yani ! Simdi insanlar dusunuyor bizim milletimizin psikolojisi bu kadar bozuk degildi, AKP yapti diye. Hep bozuktu, ortaya cikmiyordu. Biraz firsat bulunca ortaya cikmaya basladi. Yukarida verdigim kurban ornegi yeter ve artar bile psikolojinin ne kadar bozuk oldugunu gostermeye. Kaldiki, daha bunun essekle cinsel iliskiye gireni var, uyusturucu kullanani var. Siz gormediniz diye Turk Milleti'ni o kadar saf sanmayin. Nerden mi biliyorum? "Mekteb-i asli kitadir". Askerde insan 72.5 cesit insan taniyor ve gozu aciliyor Turkiye'de neler olduguna dair. Bu arada hani kurban bayramini biraz severdim dedim diye, sakin bu bayrami sorgulamadigimi zannetmeyin. Benim sevdigim yemek ve para idi. Sorguya gelince, onu da sorguladim. Neyini mi sorguladim? Hani derler ya Ibrahim oglunu kesecekmis de Tanri koyun gondermis diye. Ulan madem birini kurban etmek istiyorsun, git kendini kurban et ...(bip bip bip bip)... oglunu ne kurban ediyorsun.. (bip bip bip)... Tanri da bir garip yani. Koyun gonderiyor, ucur ...(bip bip bip)'nin... kellesini.

 Ha bi de sevdigim baska birsey para toplamakti bu bayramlarda. O zamandan faiz lobisinden olacagim belliymis. Ciger ve para disinda neden sevmezdim bu bayramlari bilmiyorum. Simdi dusununce aklima yapilmasi zoraki kosulan seyler olabilir diye geliyor. Mesela, sabah kalk bayram namazina git (ki hic gitmedim), bilmedigin insanlarla sabah sabah opus (ki kucuk yerlerde o zamanlar herkes herkesi tanirdi), onun elini op, bunun elini op, he bi de zorla baklava ye. Baklavayi simdi bile ara sira yerim ama olmasa da hic aramam. Pek sevmem anlayacaginiz, belki de cocukken tepsi tepsi baklava icinde yuvarlandigim icindir. O zamanlar baklavalar disardan alinmazdi, mahallenin nineleri bir araya gelir, herbirine tepsi tepsi baklava acarlardi. Bu baklavalar sonra mahallenin ekmek firinina gonderilirdi pisirmek icin. Ama bu tepsiler oyle boyle tepsi degildi, koca koca tepsiler, herbirinin icine o zamanki boyumla ben bile sigardim. Sonunda olurdu her evde 3-4 tepsi baklava. Ha bir de bu tepsiler firindan gelince pisti pismedi, yandi yanmadi muhabbeti olurdu mahallede. Firincinin umrunda degil tabi, o zamanin parasi ile 3-5 liraya bu tepsileri atip atip cikartiyor odun firinindan. Oraya buraya ziyarete gidince de allllaaaaskina baklava ye muhabbetinden oluyor iciniz disiniz baklava. Hic hazetmem, ama guzelinden cevizli baklavagi ara sire yerim. Fistikliyi hic sevmem fistigi tek basina sevmeme ragmen. Belki de bunlarin hicbiri degil, tamamen otoriteye karsi olan karakterimden dolayidir bu bayramlari sevmemem. Anarsist bir karaktere sahibim ne yapayim. Hep boyleydim, boyle de olucem heralde. Kurallarda bosluk bulmakdan, kural disi davranmakdan, uyumsuz olmaktan cok zevk aliyorum.

Dedigim gibi o zaman bu zaman dini bayramlari hic sevmem, ama ulusal bayramlara bayilirdim. Oyleki 29 Ekimler'de sabahtan aksama kadar (ya da ne zaman biterse yayin, o zamana kadar), asker, tank, top, sivil toplum orgutu gecisi seyrederdim televizyonda. Ilkokuldayken Silahli Kuvvetler Saati Programi'na mektup yazip tavsiyelerde bulunmuslugum bile vardir Kenan Evren zamaninda. Cevap gelmedi ama. Hala hic sevmem dini bayramlari, sacma gelir bana. Ispatlanmamis, hurafeleri kutlamanin bir anlami yok benim icin. Ben obur dunyayi bilmem, gitmedim, gormedim, sadece bu dunyayi bilirim. Kanitlanmis, esas olan bu dunyadir, benim icin. Onun icin iyilik de, kotuluk de, guzellik de, cirkinlik de, cennet de, cehennem de hep burdadir. Ruh denen sey bana gore insanin bilincidir. Insan olunce, beyin olur, dolayisi ile bilinc kaybolur ve tabi ki ruh da ortadan kalkar. Onu bilirim ben. Matematiksel olarak ispatlanamayan hicbir seye inanmam. Sakin ha gelip bana kimse, sagina bak, soluna bak, bu kadar guzel sey tek basina bir araya gelebilir miydi de demesin! Cunku, cevap: elbette gelir, senin kafan matematige basmiyorsa, ben ne yapayim. Bir diger yonden de senin soyledigin ispat degil zaten, bunu soylemekle kendi kafanin olan bitene basmadigini soyluyorsun, ve diger insanlarin da kafalarinin basamayacagini soyluyorsun, o kadar. Yani sen bir angutsun. Angut, bir kusdur, ama biraz aptaldir (bknz: Osman Pamukoglu'nun Angut isimli kitabi). Obur dunya varsa da, eger butun bu araplar, ya da donemimizin "musluman" Turkleri cennete gidecekse, ben cehenneme gideyim daha iyi. Anlayacaginiz benim din ve dini bayramlar hakkinda dusuncelerim bunlar. Ama bu son 2016 Seker Bayrami cok hosuma gitti. Bunun 3 nedeni var:

1) Daha onceki yillarda, her bayram, insanlar pek bi birbirlerinin bayramini kutlarlardi, feyzbuk dolup tasardi bayram kutlamalari ile. Bu bayram onu goremedim. Birden bire icimde umut isiklari doguverdi. Neden mi? Demekki dedim insanlar iyice zor durumdalar, umutsuzluk icindeler, ne yapacaklarini bilmiyorlar, artik bayramlardan bile tat alamamaya baslamislar. Taa Ozal zamanindan kalma icimde bir umutsuzluk vardi. Ozallari, Demirelleri, Turkesleri falan filan nasil def edecez, bu millete bunu nasil anlatacaz, ya da herhangi bir silahli ya da silahsiz eyleme nasil ikna edecez diye. Hatta ortaokuldayiz, yillardan 1986, 87, ya da 88, babam sandik baskani, ben de 14-15 yaslarindayim heralde. Sabah kalktim onunla sandiga gittim, geleni gideni inceledim, muhabbetleri dinledim, aksama kadar gunu orada gecirdim, sonra ilce secim kuruluna sandigi teslim edince, eve gittik, ve ben sabaha kadar secim sonuclarini dinledim. Ozal kazandi yine. Pazartesi sabah okulda istiklal marsi sirasinda benim moral cok bozuk. Bu pislikleri nasil temizlicez diye dusunuyordum. O umutsuzluk artik yok icimde. Sagolasin Er-Do-Van, Sagolasin Ampul Partisi, Sagolasin Kainat Bademi, Sagolasin Kiiilllicccccdaaaaroggglu, Sagolasin Baaaahhhhceeeeeliii, Sagolasin Akkksennneeer, ve de en onemlisi sagolasin ABD. Sizlerin devrimci harekete yaptigi iyiligi ve katkiyi tarihte kimse yapamamistir. Sizler sayesinde insanlar umutlarini kaybediyorlar, sizler sayesinde insanlar dinlerini terk ediyorlar, sizler sayesinde silahlaniyorlar, sizler sayesinde de devrimci hareket canlanip tekrar vucuda gelecek. Sag olun, var olun, allah sizi basimizdan eksik etmesin. Biraz daha gayret...Birkac "kelle" daha, birkac tecavuz daha, hatta simdi suriyeliler var. Cok ise yarayacaklar, coook. Her an bir silahli catisma, her an birkac yerde patlayan kavga bekliyorum. Onemli olan soru bunun olup olmayacagi degil. Butun bunlar kesinlikle olacak ki, benim tahminim silahli eylemler olacak ve olaylar cok buyuyecek. Netekim dikkat edin fareler yavas yavas kacmaya basladilar. Mesela Can Dundar pisligi. Nasil pilini pirtisini topladi ve kacti. Daha bir suru kacan var. Cunku, bu olaylar basladigi zaman, kimin ne olacagi belli olmaz. Esas soru, bu olaylar olduktan sonra ne olacak. Memlekette herhangi bir hukumet dususunun ardindan, tekrardan duzeni saglayacak bir otorite cikacak mi? Nasil cikacak? Kim cikacak? Ayni Saddam sonrasi Irak gibi. Unutmayalim ki, Marksist Leninist bir yonetim ile kainat bademinin ruhani lider oldugu bir yonetim arasinda gercekte cok ince bir cizgi vardir. ikisi de ayni olaylarla tetiklenir, ikisi de ayni olaylari takiben ortaya cikar, sonunda o sirada kim kuvvetli ise ortaya o cikar. Bakiniz Bolsevik Devrimi, bakiniz Sovyetler Birligi sonrasi Rusya, bakiniz Iran Devrimi, ve en onemlisi bakiniz Misir Arap Bahari, bakiniz Saddam sonrasi Irak. Misir'da Arap Bahari'ni kim yapti, sonra basa kim gecti? Ama ben yine de umutluyum. Guzel gunler gelecek, ama ilk once dibe vuracaz, daha vurmadik. Hem de cok sert vuracaz. Bir ornek verelim ne kadar sert olacagini aciklamak icin. Hic aletli dalis yaptiniz mi? ya da aletli dalis yapan birilerini seyrettiniz mi. Iste aynen oyle. Aletli dalis yapanlar bellerine kursun takarlar ki suya batabilsinler, yoksa giyilen giysi ve yelekten dolayi insan suya batmaz. Ama tabi takilan kursunun da bir ayari var. Az takarsaniz, batmazsiniz, cok takarsaniz, hizlica dibe gidersiniz. Dala dala insan ne kadar kursun takilacagini zaman icinde ogrenir. Ogrenemeyen gulle gibi dibe gider. Bunu filmlerde de gormussunuzdure belki. Mafya oldurdugu insanlarin ayagina tas baglar, ya da beton doker ki dibe insin, yukari cikmasin diye. Bu cesetler hizla dibe iner, Kursunla dalis yapanlar da eger ayarlayamazlarsa, aynen boyle dibe giderler. Iste aynen boyle, imamlar devlet yonetmeye kalkinca da, dalis yapmayi bilmeyen insanlar gibi kursunu fazla takiyorlar, ve hizla dibe dogru gidiyorlar. Hala dibe dogru gidiliyor. Ilk once dibe bir vuracaz, ve bu cok acikli olacak. Cok olenler olacak. Hak eden, etmeyem. Iste o an icin hazirlikli olmak lazim, cunku o an geldiginde hersey olabilir. Turkiye Irak da olabilir, Iran da olabilir, Sovyetler Birligi de olabilir, Misir da olabilir. Avrupa olabilir mi diyorsunuz simdi. Hayir, olamaz. Genetigi uygun degil. Nasil uygun degil derseniz? Soyle: hani siz simdi suriyelileri istemiyorsunuz ya, ha "avrupalilar" da sizin hakkinizda aynen sizin suriyelileri dusundugunuz gibi dusunuyorlar. Caktin kofteyi ?!! Benim tercihim Turkiye Turk olsun. Sakin ha asker bizi kurtarir diye dusunmeyin! Asker ABD'ye baglidir Turkiye'de, ABD'nin isgalci bir kuvvetidir. Eger asker karisirsa ya kainat bademi ruhani lider olur, ya da Turk Halki'nin gazi biraz alinir ve Kenan Evren donemine benzer bir donem ortaya cikar ki, bu da bir 30 yil daha kaybetmek demektir ki gectigimiz 30 yilda gelinen noktanin ustune bir 30 yil olacaktir bu, yani 60 yillik bir kayiptir. Benim dusuncem: bu ortam olustugunda emniyet ve askerin kokunden tasfiye edilmesi gerekir, aksi taktirde bu iki orgut de icindeki kanserden kurtulamaz. Guvenlik nasil saglanir o zaman diyorsaniz, cok basit, ornekleri vardir tarihte. Kisa vadede Devrim Muhafizlari ya da Ozel Koruma Birlikleri mahiyetinde birimlerin olusturulmasi gerekecek. Sen ne diyorsun, olur mu oyle sey dediginiz duyuyorum, ama gercek bu. Burdan baska cikis yolu yok. Oyle oyla, sandikla falan cikacaginizi saniyorsaniz, avucunuzu yalarsiniz. O is gecti artik. Gunaydin, Uskudar'da sabah oldu. Neden gecti? Bugun size 550 milletvekili ile verseler meclisi, siz hukumet olabilirsiniz, ama asla iktidar olamazsiniz. Emirlerinizi uygulayacak devlet memuru bulamazsiniz. Evet aynen oyle soyluyorum. 550 milletvekili ile hukumet olan bir hukumet, hicbir memuruna laf geciremez. Buna kadrolasma diyoruz. Ilk once bu kadrolari imha etmeniz lazim. Bu da o kadar kolay is degil.

2) 2016 Seker Bayrami'ni sevmemin ikinci nedeni: Bu hukumet basa geldiginden beri muhalefetin de yardimi ile cok guzel bir degisim yonetimi uygulamasi ortaya koyarak ulusal bayramlari unutturmaya calisiyor. Ve bunda da baya basarili oldu. Kimseden cit cikmadigi gibi, insanlar ne yapacaklarini da bilmiyorlar. Hukumetin taktire layik gordugum, cok basarili uygulamalarindan biridir bu. Gerci hukumetin diyorum, ama esas hukumetin danismanlari cok iyi; yoksa imamlar degil degisim yonetimi uygulamayi, tuvalete gittikten sonra kiclarini temizlemekten bile acizler. Amma velakin gelin gorun ki, baya bir gayretle ulusal bayramlari insanlara unutturmaya calisirken, insanlar icinde bulunduklari umutsuzlukdan dolayi kendiliklerinden dini bayramlari da yavas yavas unutuyorlar, oyle bir gun gelecek ki bu dini bayramlari kutlamaya insanlarin mecali kalmayacak. Benim icin bu cok buyuk bir sevinc kagnagi, cunku; burdan sonraki adim, insanlarin diger dini uygulamalari da sallamaya baslayip, yavas yavas dinden uzaklasmalaridir. Neden bu guzel bir gelismedir? Cunku, insanligin basina gelen en buyuk felaket dindir, Turkler'in basina gelen en buyuk felaket ise muslumanliktir. Zayif insan, kendine guveni olmayan insan, korkak insan dine inanir. Cunku, baska birseyi olmadigi icin siginacagi tek sey dindir. Elinden baska birsey gelmedigi icin, ya da gelmedigini dusundugu icin tek caresi dua etmektir. Korkak oldugu icin, olumden, olum sonrasindan korkar. Bu korkuyu yenmek icin dine inanir, ve din adamlari ne derse onu yapar. Sanar ki olumden sonra hayat var, bu dunya gecici, esas olan obur dunya. Bilmezki bu dunyada ne yaparsan, o kadar insansin. Bu da akilli insanlarin isine gelir, bu korkuyu cok guzel kullanirlar. Ama insanlar bok cukuruna saplandikca, Turkiye'de su anda oldugu gibi, dine ve dini bayramlara hassiktiri cekecekler. Bundan sonraki asama issiz ve ac kalan insanlarin geometrik olarak artmaya baslamasi. Iste o zaman bizim zamanimiz olacak!


3) Son olarak da vizesi olanlar artik yurt icinde tatil yapmiyorlar, yurt disina cikiyorlar. Bu neden cok onemli: 1) Turizmden gelecek paranin yurt disina cikmasi demektir bu. Hatta onunla da kalmayip, doviz rezervlerinde azalma demektir. Ne kadar cok olursa, o kadar ekonomik baski altinda kalir Turkiye ki file delindi mi, is biter. 2) ikinci olarak ise, guzel yani Turkiye'de huzur ortaminin kalmadigini, ve kacabilenlerin kactigini gosteriyor ki, bu da halkin umutsuzluga kapildiginin gostergelerini percinliyor.

Vizesi olmayip da yurt icinde olanlarin iclerinde parasi olanlar da bayrami tatile cevirmisler ve bayram dini anlamini yitirmis, bu dini baglarin koparilmasi acisindan cok guzel birsey. Ustune utsluk olmadik nedenlerden dolayi birbirleriyle kavga yapip birbirlerini oldururuyor. Insanlar kafayi yemis durumdalar. Bu da yine insanlarin psikolojisinin cok bozuldugunu ve her an hersey olabilecegini gosteriyor.

Sonuc olarak ben bu bayramda umutlandim. Insanlarin kafayi yemelerini gorerek umutlanmak ise cok aci birsey. Ister inanin, ister inanmayin, uzuyor insani.

Bir haftadir bu yaziyi bitirmeye calisiyorum, sonunda bitti neyseki. Daha once Mart - Mayis 2016 arasinda 12 Mart 1971, 31 Mayis 1971, 27 Mart 1972,  ve 6 Mayis 1972 ile ilgili yazi yazmayi dusundum, ama  yetistiremedim. Olmezde sag kalirsak, onumuzdeki Mart - Mayisa yetistirmeyi umut ediyorum. Yazinin konusu icin ipucu vereyim: 12 Mart 1971 tarihinde Memduh Tagmac'in yaptigi, tarihde 12 Mart Muhtirasi diye gecen darbenin kod adi nedir? Bunu bulduktan sonra yakin zamanda ayni kod adla hangi operasyonlar olmustur bir dusunun. Dusundukten sonra anlayacaksiniz ki Matrix'de yasiyorsunuz, ve hersey bir senaryo. Siz daha sandikta oylari caldirmicaz diye gorev alip tirmalamaya ve bununla da gurur duymaya devam edin. eeee eeeee e. eeee eeee e. eeee eeee e.





Monday, May 30, 2016

CeHaPe neden adam olmaz? Bir ornek daha:

Bu yazi, CeHaPe ve CeHaPe secmeninden hicbir nane cikmayacaginin orneklerinden sadece biridir. Kendi kendilerine calip oynar bu tayfa. Neden mi bu yazi? Paylasim sayisina bakin. Benim baktigim an itibari ile 30962 idi. Normal bir gunde, Yilmaz Ozdil'in CeHaPe'yi elestirdigi bir yazininin paylasim sayisi 1000 civarinda olur. Bu yazi ise CeHaPe'yi elestiren yazilardan 30-35 kat daha fazla begenilmis. Bu ne demek? CeHaPe'ye oy veren kesim, karsi tarafi yeren yazilari cok begeniyor, birbirleriyle paylasiyor, bundan da mutlu oluyorlar. Kendilerinin degistirebilecegi hicbir sey olmayan bir konuda bir nevi masturbasyon yaparak gunu geciriyorlar. Esas kendi kontrollari altinda olan CeHaPe gibi bir konuya da sessiz kaliyorlar, hatta buyu olasilikla da CeHaPe'yi elestiren yazilara kiziyorlar. Bundan dolayidir ki, bu kesimden bir nane olmaz. Kimse umutlanmasin.

(http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/yilmaz-ozdil/1453-1251266/)