Tuesday, November 21, 2017

ANANI DA AL GIT

Vakti zamaninda sayin cumhurbaskani, vatandasin birine anani da al, ... ol, git demisti. Biz kendisine oyle garibana, gucsuze bogurme yerine, gidip AB'ye, ABD'ye, israile bagirmesini soylemistik. Biz diyorum, ama tabi bizim sesimizi duyan olmadigi icin, bizi temsilen yazarlar, cizerler, oyuncular falan soyledi (bknz: https://www.youtube.com/watch?v=J9H53z3lHZc).

Bunu soylemek ile birlikte, ben sayin cumhurbaskaninin bu tavrini yadirgamamistim. Keza, kendisinin de kabul ettigi uzere, yolundan gittigi Menderes ve Demirel de garibani, gucsuzu, ogrenciyi, coluk cocugu ezmis ve hatta oldurmustur. Ama sira guclunun karsisinda dimdik ayakta durmaya gelince, kuyruklarini bacaklarinin arasina almislardir. Bunu Menderes'in mahkeme, Demirel'in ise Zincirbozan fotograflarinda gorebilirsiniz. Garibana gelince aslan kesilenler, silah karsisinda korkudan altlarina yapmislardir.

Simdi cok sayin cumhurbaskani, oyle ya da boyle, size NATO tatbikatinda NATO tarafindan bir muhtira verilmistir. Bunu soyle dusunmeniz lazim, eskiden Turk Ordusu diye birsey oldugu icin, muhtiralari Turk Hukumetleri'ne Turk Ordusu verirdi. Siz gectimiz 10 yil icinde, Turk Ordusu'nu tarimar edince, onun yerini alan, dolayisi ile sizi koruyup kollayan NATO ordusu size muhtira vermistir. (Not: yok bu isi tayyip bilerek yaptirdi falan diye cikan y-chp hikayelerine inanmiyor, ve ayni gorusu paylasmiyorum. bu y-chp'nin dolayisi ile abd ve natonun propagandasidir).

Ya bu mutiraya uyacaksiniz, ya da NATO sizi yok edecek. Bu cok basit. Eger uymazsaniz, sizi yok etmeleri garantidir. Daha once de yazdik cizdik. Ben sizi oldurmeye calisacaklarina garanti veriyorum. Hee ben direneceyim, bana yardim edin diyorsaniz, biz size yardim ederiz, sizi NATO'nun, AB'nin, ABD'nin eline birakmayiz. Hatta eceliniz ile olene kadar Cumhurbaskanligi garantisi bile konusabiliriz. Ancak! Bildiginiz uzere, hayatta hicbirsey bedava degildir. Bizim de sizden isteklerimiz var. Bu istek cok buyuk bir istek degildir. Tek ve bir tane istek de anlasabiliriz. Turkiye NATO'dan cikacak, AB uyelik basvurusunu geri cekip, gumruk birligini tek tarafli olarak iptal edecek. Bu kadar! Siz bunu yapin. Biz de sizi eceliniz ile olene kadar, orada tutalim.

Bunu yapmazsaniz, o zaman sizi NATO'daki "dostlariniz" ile basbasa birakiyoruz. Biz de seyirci koltugundan seyredecegiz.

Diyelim ki bizim istegimizi kabul etmek istemiyorsunuz, ama NATO'ya da bir misillemede bulunmak istiyorsunuz. Oyle, "eyyy NATO", "ey Amerika", "ey AB" demekle olmuyor. Hem inandirici degil, hem de samimi degil. Ne biz inaniyoruz, ne de NATO'daki "dostlariniz" bu tip cemkirmelere inaniyor! Eger bir misillemede bulunmak istiyorsaniz, hodri meydan! Nasil yapacaginiz konusunda size bir de tavsiye de bulunayim. Madem ki NATO size seklen bir muhtira verdi, siz de seklen bir cevap vereceksiniz. Ankara'daki Ataturk Bulvarinin adini Ho Chi Minh Bulvari olarak degistirin. Malum, Ankara'nin her sokagina gotu boklu dunya liderlerinin bile ismini vermisssizniz. Boyle bir isim degisikligi Ankara'nin sokak ismi gelenegine  cok uyar. He bazi "donme solcular", "sosyal demokratlar" , y-chp, ve y-chp'liler bunu buyutebilirler, aman nasil Ataturk ismini kaldirirsin diyebilirler, siz aldirmayin. Onlarin ne dusundugu cok onemli degil, onlar zaten ABD mandacisidir. Bu ismi vermeye cesaret edemiyorsaniz,  o zaman, Ataturk Bulvari'nin ismini Huseyin INAN Bulvari olarak degistirin. ABD ve NATO, Ho Chi Minh'in de, Huseyin INAN'in da kim oldugunu cok iyi bilir. Bunu da yapmaya cesaretiniz yok ise, hani demistiniz ya "biz kefenimizi giydik de geldik'" diye, o soylediginiz yalanmis o zaman.




Wednesday, November 15, 2017

SINAN HOCAM

Sinan Cemgil'i herkes bilir. Burda onun kim oldugunu ve neler yaptigini yazmicam. Kendisi bir efsanedir ve 15 Kasim da onun dogum gunudur. Hani bugun herkesin agzinda dolasan "Hocam", "Hocam", "Hocam" lafi vardir ya? Iste bu laf ilk olarak ODTU'de Sinan Cemgil icin cikartilmistir ve arakadaslari ve etrafindakiler Sinan Cemgil'e "Hocam" ya da "Hoca" diye hitap etmeye baslamistirlar.


Bugun ne yazicam burada? Turk Devleti'nin ne asagilik, ne kopek, ve de ne korkak bir devlet oldugunu yazacagim.

Konuya Sinan Cemgil'in olduruldukten sonra cekilen fotograflari ile baslayalim. Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Ozdogan Nurhak'da olduruldukten sonra, cesetlerinin uzerindeki elbiseler cikarilarak fotograflari cekilmis, hatta bu fotograflar gazetelere dagitilmistir. Uzerlerindeki elbiseler cikartilmadan cekilen fotografda vardir. Ucu olduruldukten sonra, cesetlerin yan yana konularak cekilmis olan elbiseli bir fotograf, ama o fotograf o gunku gazetelerde cikmamis, sadece ciplak fotograflari cikmistir. Yani anlayacaginiz o zaman da basin yalaka ve kic yalayici idi!  O elbiseli fotografi gecenlerde bir yerde gordum, ama su anda internette bulamadim. Amac neydi peki o elbiseli fotografi degil de, ciplak fotograflari yayinlamak icin? Cok basit: 1) Akillari sira halkin gozunde bu cocuklari kucuk dusurmek, 2) Arkadaslarina ve gelecek nesillere goz dagi vermek, 3) Devlet icin de ya da devlet disinda bulunan ulkucu, MHP, ve diger sag goruslu kisilerin bir derece tatmin olmasini, duygularinin oksanmasini saglamak.


Turk Devleti bunu sadece Nurhak'da yapmadi. Kizildere'de de yapti. Saffet Alp yarali yakalanmasina ragmen, intikam almak amaciyla, yakalandigi evin disinda olduruldu. Kizildere'de kacirilan 2 Ingiliz, ve 1 Kanadali teknisyenin vucutlarindan kacirilanlar tarafindan kafalarina sikilan birer kursuna ek olarar 12 tane de piyade tufegi mermisi cikti. Peki Deniz Gezmis, Huseyin Inan ve Yusuf Arslan'in yan yana olarak,  Taylan Ozgur'un yanina gomulme vasiyetlerine ne demeli? Taylan Ozgur'un yanina gomulmedikleri gibi, yan yana da gomulmediler. Taylan Ozgur vurulduktan sonra pekala hastaneye goturulebilirdi, ama alip Kumkapi polis karakoluna goturup, yarali halde dovduler. Taylan Ozgur'un cenaze namazini imam kildirmak istemedi, ve arkadaslarindan biri kildirdi. Bir diger ornek, bu korku o kadar buyuktur ki: Deniz, Yusuf, ve Huseyin'in idam edilmeden once soyledikleri son sozlerden sadece Huseyin'in ki sakincali bulunmamis ve tutanaklara gecmistir. Deniz ve Yusuf'un son sozleri sakincali bulunmus ve tutanaklara yazilmamistir. Dusunun! Bir insanin olmeden once soyledigi sozden bile korkar Turk Devleti; daha da otesi, sen devletsin, ve  sozde yasalara uygun olarak adam olduruyorsun, yapilan herseyi yazman lazim. Oyle onu yazmadim, bunu yazdim, o olmaz, bu olur falan diyemezsin. Simdi bugun bana gelmis gotu boklu sosyal demokratlar, vay efendim kanit olmadan hapise atiliyoruz diyorlar. Ulan tutanakla oynamak, olmayan seyi kanit yapmak, taaaa o zamanlardan beri var. Simdiye kadar ne bok yediniz, simdi sikayet ediyorsunuz? Deniz, Yusuf, ve Huseyin'in son sozleri icin Halit Celenk'in anilarina bakabilirsiniz. Halit Celenk, Deniz, Yusuf, ve Huseyin'in avukatidir. yani anlayacaginiz, o zamanin  Umit Kocasakalidir. Kendisi ve yaninda, simdi ismini hatirlayamadigim, bir kisi bu cocuklarin soylediklerini ezberleyip, idamdan sonra, eve doner donmez, karsilikli olarak kaleme almislardir.

Hepsini biraktim, bu cocuklar olduruldukten sonra (sadece bu cocuklar degil, o donemde o ya da bu sekilde gosteri yapmis, eyleme katilmis, hatta sadece dusunce olarak desteklemis herkesin) eslerine, annelerine, babalarina, cocuklarina ozellikle 12 Eylul sirasinda iskenceler yapildi.

Yani anlayacaginiz Turk Devleti 1) Bu cocuklardan nefret ediyordu, ve hicbir zaman yakalama, ya da hapse atma, ya da onlarin soylediklerini anlama gibi bir amaci olmadi, 2) Bu cocuklarin olulerinden bile korkuyordu. Hala da korkar. Turk Devleti'nin bu korkusu ABD'nin bu cocuklardan korkusundan kaynaklanir. Dolayisi ile Turk Devleti ABD kopegi olunca, dogal olarak korkaklik Turk Devlet'inde de vardir. Her zaman da korkak olmustur. Turk Devlet'inin korkakligi tanzimatlara, hatta daha gerilere gider. Turk Halki'nin asagilik duygusundan kaynaklanir ki onun icin Ataturk "Turk Ovun Calis Guven" demistir. Ama sozle olmuyor iste. Nasil soguk iklimlerde yasayanlarin genleri az gunes isigindan yararlanabimek icin evrim geciriyor, sicak iklimlerde yasayanlarin genleri fazla gunesten korunabilmek icin deriyi daha koyu yapacak sekilde evrim geciriyor ise, ayni sekilde uzun sure korku ve asagilik hissi ile yasayanlarin genleri de dogar dogmaz korku ve asagilik hissi duymak icin evrim geciriyor. Hic bunu ufurdugumu falan soylemeyin. Doganin tek bir kurali vardir. O da hayattta kalma kurali. Insan dahil butun hayvanlar hayatta kalabilmek icin evrim gecirirler. Gercirmeyenler olur. Dolayisiyla, eger korku ve asagilik duygusu insanin hayatta kalmasini sagliyor ise, bir sure sonra genlerde evrimleserek, daha dogustan bu duygularin insanda olmasini saglar.

Butun bunlar oldu ve bitti. Gidenler gitti. Kalanlarin kucuk bir kismi arkadaslarini kaybetmenin travmasi ile bugunlere kadar yasadilar, kalanlarin buyuk bir kismi sosyal demokrat donek oldular. Ama benim icin olan en guzel sey ise, bu cocuklarin dediklerinin her biri tek tek gerceklesti, ve Turkiye "Cumhuriyeti" yikilma asamasina geldi. Turkiye "Cumhuriyeti" ve onun Halki yikilmayi hak etmismidir? Bence coktaaaan hak etmistir. Kendi cocuklarini kiyim kiyim kiyan, onlari intikam alircasina olduren bir devlet, devlet degildir zaten. Olanlara sessiz kalan halk da halk degildir. Dolayisiyla Turkiye "Cumhuriyeti" yikilmayi fazlasiyla hak etmistir. Oh! Canima degsin!

Ayrica bakiniz:  TAYLAN OZGUR
                         
                            68 KUSAGINI IYI TANIYOR MUSUNUZ?

Soru: Değer miydi? Deger miydi Deniz, değer miydi Yusuf, değer miydi Hüseyin, değer miydi Harun, değer miydi Mahir, değer miydi Sinan, deger miydi Taylan, değer miydi Vedat, ve daha nice sizin gibi aslan yürekli vatanseverler?   



Eger bu fedakarligi Turk Halki icin yapti iseniz, bence degmezdi. Ama eger kendi ideolojiniz icin yapti iseniz, bence sonuna kadar deger!

Ancak ben size yine de kirginim. Cunku; Ben sizin siyasi konulardaki teorik ve pratik bilginize hicbir zaman ulasamayacagim, ve evet olmegi goze almak buyuk bir cesaret, ama siz oldunuz ve meydani sizi oldurmek isteyen Ismail Kahraman, Namik Kemal Zeybek, Celal Sengor, Ilber Ortayli gibi bes para etmez adamlara biraktiniz. Hem kendinize, hem ulkeye, hem de gelecek nesillere yazik ettiniz. Unuttugunuz ya da belki de unutmadiginiz, ama gormek istemediginiz 3 sey vardi:

1) Lenin derki "Emperyalizm sizi cok hizli silahlandirir ki yok edebilsin",
     Bu ne demek? Emperyalizm siz one cikasiniz diye sizin onunuzu acar, hatta ve hatta silah bile verir, yaniniza sizin farkinda olmadiginiz gaz vericiler gonderir. Kitleleri yerinden oynatmaniza yardim eder. Bol bol gaz verir. Genclik atesinizi durmadan yakar, yerinizde duramazsiniz. Bir diger tarafdan olay cikarabilmeniz icin, karsi tarafa sizi tahrik etmesi icin telkinlerde bulunur. Robert Komer'in Turkiye'ye atanmasi buna cok guzel bir ornektir. Bununla kalmamis, ODTU'ye gitmesini soylemistir. Siz sanarsiniz ki, cok iyi posta koyuyoruz. Ama gel gor ki, bunu yapmakla elinize hicbir sey gecmedigi gibi, onder kadrolarinizin kimler oldugunu gosterir ve onlarin yok edilmesini kolaylastirirsiniz.

2) Sun Tzu savas sanati kitabinda (gerci 2000 civarinda kural vermistir) der ki dusmanin ates gucune es ya da daha fazla bir ates gucuyle cevap verilmelidir,
    Bu ne demek? Karsi tarafi cok iyi taniyacaksin. Ates gucunu olceceksin, ona gore gerekirse, on yillarca hazirlanacaksin, ondan sonra vuracaksin. Sizler emperyalizmi karsiniza aldiniz, 3-5 tufekle yapabiliriz sandiniz. Bakin sizi ornek alan PKK, 1975 yilinda Ankara'da kurulmasina ragmen, 1984'e kadar eylem yapmamistir. Sizin kalitenizin yuzde biri olamayacak adamlar Turk Devleti'ni yikilma asamasina getirmistir. Dogrudur, bir asamadan sonra PKK ABD destegi almistir. Ama teknik ayni tekniktir. Basta sizin yolunuzda kuruluyormus gibi kurulan orgutu ABD devsirmistir.

3) Degil Turkiye'nin, dunyanin hicbir yerinde halka guven olmaz. Halkin istedigi onemli degildir. Ayni halk, ayni gun, ayni saat, ve ayni yerde, hem fasizmi destekler, hem sosyalizmi destekler, hem totalarizmi destekler. Halkin ne istediginin onemi yoktur, halk ne istedigini bilmez. Halka ne istedigi soylenir, ve halk onu ister. Bu sosyalist manifestoda da yazar. (bu konu ile ilgili gorusumun bir kismini su yazimda da yazdim: http://cemkbayram.blogspot.com/2016/07/bu-yilki-seker-bayramini-sevmemin-3.html)


Iyiki dogdun Sinan, iyiki dogdun Taylan, iyiki dogdun Deniz, iyiki dogdun Yusuf, iyiki dogdun Hüseyin, iyiki dogdun Harun, iyiki dogdun Mahir,  iyiki dogdun Vedat, ve iyiki dogdun daha nice sizin gibi aslan yürekli vatanseverler? 































Friday, November 10, 2017

Ataturk ve Ben

Serbest Firka'nin kapatilmasindan sonra, Ocak 1931 ile Mart 1931 arasi Ataturk denetlemeler yapmak uzere yurt gezisine cikar. Bu geziye, her bakanlik, Ataturk'e danismanlik yapmak, ve arastirmalarda bulunmak uzere birer mufettis atar. Bu gezi esnasinda bir gun Ataturk yanindakilere sorar "Turk Milleti ne zaman kendini kurtulmus sayabilir?" Herkes gorusunu bildirir, sira Hasan Ali Yucel'e gelir. O da der ki "Turk Milleti ne zaman kurtarici arama ihtiyacini duymayacak hale gelirse, o zaman kurtulmus olur".

Simdi bakiyorum herkes hem 29 Ekim'i hem de 10 Kasim'i salya sumuk aglayarak, vahlayarak, keske daha uzun yasasaydi, keske olmeseydi, cok buyuk adamdi falan filan diyerek kutluyor, Hatta bir kisim da diyor ki "Kurdugun Cumhuriyet hala dimdik ayakta".

Hasan Ali Yucel'in Ataturk'e verdigi cevabi anlayabilen beyinler goreceklerdir ki, bu tip kutlamalar Turk Halki'nin hicbir zaman bagimsiz olamadigini gostermektedir. "Kurdugun Cumhuriyet hala dimdik ayakta" diyen kafalar da kronik bir depresyon icindedir.

Bunlari yaziyorum ama, buyuk olasilikla, bu yaziyi okuyanlarin %99'u Hasan Ali Yucel'in kim oldugunu bilmez, bilenlerin %100'de basina ne geldigini bilmezler. Simdi ev odevi olarak: 1) Hasan Ali Yucel kimdir, gidin bir ogrenin, 2) Ogrendikten sonra, nasil ve neden gorevinden ayrilmistir, basina ne isler gelmistir, ogrenin. Bunlari ogrendikten sonra gelin konusalim, neymis, ne olmus, Turkiye gercekten bir Cumhuriyet olmus mu? Yoksa hep cakma bir Cumhuriyet miymis?

Bunlari soyledikten sonra, bir de sunu aciklayayim: Zaman zaman bana gonderilen mesajlarda, beni AKP'li olmakla, ya da Perincekci olmakla (ki bunda bir sorun gormuyorum, adami elestirmek icin hayatini incelemek ve anlamak lazim ilk once), ya da Y-CHP'yi agir elestirmekle, ya da milliyetci olmamakla falan itham ediyorlar. Hepsi de dogrudur! Aramizdaki farki soyle bir kac ornekle anlatayim:
1) Siz salya sumuk aglamakla Ataturk'u andiginizi sanarsiniz; ben ulke uretimine bakarim, onunla aglar, onunla sevinirim,
2) Siz Cumhuriyet Mitingi yapmakla, Anitkabir'i ziyaret etmekle, takim elbise ya da etek giymekle, Ataturkcu oldugunuzu sanarsiniz, ki bu baglamda Kenan Evren ve Ilker Basbug gibi gardrop Ataturkculeri'nden hic farkiniz yoktur, ben kisi basina dusen milli hasilaya, katma degeri olan urunler uretmeye bakarim,
3) Siz Ataturk oyleydi, Ataturk boyleydi diye Ataturk ile ovunursunuz, ben kendi yaptiklarimla ovunurum,
4) Size gore Ataturk'den baska buyuk insan yoktur, bana gore ise Hasan Ali Yucel gibi insanlar en az Ataturk kadar degerlidir, hatta daha degerlidir. Bana gore ben Ataturk'den daha guzelini yapabilirim diyen her insan cok degerlidir.
5) Siz balik beyninizle gecmisi unutursunuz, ben ise en azindan gecmisin hesabini sormak icin bir kenarda tutarim.

vs... vs...

Hadi kalin saglicakla!