Daha sırada büyük şehirler var. Öyle bir an
gelecekki insanlar evlerinden cıkamayacaklar, her yer savaş alanına
dönecek, insanlar yaşayabilmek icin mahallerinden taşınacaklar, herkes
kendi inancının kabul edildiği mahallelere taşınacak, sniper korkusundan
sokakta yürüyemez hale gelecekler, evlerinden çıkarken bellerine
tabanca takacaklar; Türkiye'nin bu duruma gelmesinde en çok vebali olan
ÇALIŞAN (yani işi gücü olan) kesim, aman çoluğumuz çocuğumuz var onlara
birşey olmasın diyen kesim, işe gitmek için bile evden çıkamayacak,
çoluğunu çocuğunu okula göndermeyi bırak sokağa çıkartamayacak, o
herşeyden sakındığı çoluğu çocuğu bok yoluna vurulacak sokak ortasında.
Ve bunu artık ne TSK, ne polis, ne politıkacılar, ne ABD, ne fethullah,
ne o parti ne bu parti, ne erken seçim , ne geç seçim, ne de başka
birşey engelleyebilir artık. Ok yaydan çıkmıştır. Çok ama çoook canlar
yanacaktır. Onbinlerce kişi ölecektir. Arık ondan sonra suçlamak için
kimi bulursunuz bilmiyorum. Bence en iyisi aynaya bakın suçluyu bulmak
için (bu lafım en çok O-CHP ve O-MHP'nin kuğruğuna takılıp gidenler
için). Yapacak bişey yok artık. Canını kurtarmak isteyen ve de cesaret
edebilen pılıyı pırtıyı toplayıp, sığınacak da bir ülke bulurlarsa,
Türkiye'den kaçabilirler. Bütün bunları nerden mi biliyorum: Lübnan,
Bosna...
11 Kasım 1938'den
beri Türkiye Cumhuriyeti'ne verilen hasar 50 yılda bile düzeltilebilecek
bir hasar değildir. Son 5 yılda CHP'yi O-CHP'ye çevirerek verilen hasar
100 yılda bile düzeltilemez. O-MHP zaten ABD şarteri indirdiği anda
kaybolur. Ampül partisini hiç ciddiye bile almıyorum, o da ecdadı gibi
(AP, DP, ANAP, DYP) yok olup gidecektir. Ama Türkiye 50 yılda bile
kendine gelemez artık. Bakınız Lübnan.
Mustafa MUTLU'nun yazısına buradan ulaşabilirsiniz.
No comments:
Post a Comment